9789755746432
1157369
https://www.kitapbahcesi.com/tek-basina-bir-ummet
Tek Başına Bir Ümmet
7.80
Geçirdiği rûhanî seyrin amacı Hz. İbrâhimin gökler/rûh ve yer/nefs, zâhir ve bâtın hakkında yakîn sâhibi olmasını sağlamaktır. O Ben Allhtan başkasına ilâhlık yakıştıranlardan değilim diyerek yüzünü Fâtıra yani her ân yeni bir şende olan Allha çevirir. Böylece ona göklerin ve yerin melekûtu/gizlilikleri gösterilir. Zira Tevhîd/Hakîkat Bilgisinin çeşitli mertebeleri vardır. Önceleri gerçek, bir yıldız gibi bir doğar, bir batar idrâkimizde. Sonra Ay, sonra Güneş gibi daha uzun ve etkili aydınlanmalar olur. Öyle bir gün gelir ki, artık bu idrâk hiç kaybolmadan devamlı bizi etkisi altında tutar. Bu idrâkin zindeliği her dem devâm eder.
Hz. İbrâhimde bu idrâk de dâhil bütün arâzın idrâki de silinmiş, tüm varlığı ile kendini bütün bu görünenin ardındaki Hakîkate teslim ederek, Onun Zâtının ummanında şu kelimeleri terennüm ederek bir katre gibi yok olmuştur: Ey kavmim! Ben, her ne olursa olsun, sizin Hakka şerik/ortak kıldığınız şeylerden uzağım. Çünkü Hakktan başkasının varlığı yoktur. Bu kadar hakîkatlerin tecellîsinden sonra Hakktan başkasına varlık isnat etmekle müşrik olamam. Ben yüzümü/özümü Zât-ı Hakka çevirdim. Her türlü mâsivâdan uzağım; kendi varlığımdan bile geçtim. Bu hâlimle rûh göklerini ve nefs yerlerini var eden Zât-ı Hakka teslim oldum. Artık Onun vechinden gayri her şeyin helâkte olduğunu ilmel-yakîn, aynel-yakîn ve hakkal-yakîn idrâk etmiş olanlardanım.
Sonunda ise hem kesrette Vahdeti, hem Vahdette kesreti idrâk edecek bir mârîfete ulaşmıştır. Söz Hz. İbrâhim ve ona uyanların duâsıdır: Ey Rabbimiz! Sana güveniyor ve Sana yöneliyoruz: Çünkü bütün yolların varışı Sanadır. Ey Rabbimiz! Bizi hakîkati inkâr edenler için bir oyun ve eğlence aracı yapma. Ve günahlarımızı bağışla. Çünkü Sensin tek Kudret ve Hikmet sâhibi!
Geçirdiği rûhanî seyrin amacı Hz. İbrâhimin gökler/rûh ve yer/nefs, zâhir ve bâtın hakkında yakîn sâhibi olmasını sağlamaktır. O Ben Allhtan başkasına ilâhlık yakıştıranlardan değilim diyerek yüzünü Fâtıra yani her ân yeni bir şende olan Allha çevirir. Böylece ona göklerin ve yerin melekûtu/gizlilikleri gösterilir. Zira Tevhîd/Hakîkat Bilgisinin çeşitli mertebeleri vardır. Önceleri gerçek, bir yıldız gibi bir doğar, bir batar idrâkimizde. Sonra Ay, sonra Güneş gibi daha uzun ve etkili aydınlanmalar olur. Öyle bir gün gelir ki, artık bu idrâk hiç kaybolmadan devamlı bizi etkisi altında tutar. Bu idrâkin zindeliği her dem devâm eder.
Hz. İbrâhimde bu idrâk de dâhil bütün arâzın idrâki de silinmiş, tüm varlığı ile kendini bütün bu görünenin ardındaki Hakîkate teslim ederek, Onun Zâtının ummanında şu kelimeleri terennüm ederek bir katre gibi yok olmuştur: Ey kavmim! Ben, her ne olursa olsun, sizin Hakka şerik/ortak kıldığınız şeylerden uzağım. Çünkü Hakktan başkasının varlığı yoktur. Bu kadar hakîkatlerin tecellîsinden sonra Hakktan başkasına varlık isnat etmekle müşrik olamam. Ben yüzümü/özümü Zât-ı Hakka çevirdim. Her türlü mâsivâdan uzağım; kendi varlığımdan bile geçtim. Bu hâlimle rûh göklerini ve nefs yerlerini var eden Zât-ı Hakka teslim oldum. Artık Onun vechinden gayri her şeyin helâkte olduğunu ilmel-yakîn, aynel-yakîn ve hakkal-yakîn idrâk etmiş olanlardanım.
Sonunda ise hem kesrette Vahdeti, hem Vahdette kesreti idrâk edecek bir mârîfete ulaşmıştır. Söz Hz. İbrâhim ve ona uyanların duâsıdır: Ey Rabbimiz! Sana güveniyor ve Sana yöneliyoruz: Çünkü bütün yolların varışı Sanadır. Ey Rabbimiz! Bizi hakîkati inkâr edenler için bir oyun ve eğlence aracı yapma. Ve günahlarımızı bağışla. Çünkü Sensin tek Kudret ve Hikmet sâhibi!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.